This is default featured post 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

28 Şubat 2012 Salı

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA ALTININ YERİ

JAN29

Osmanlı İmparatorluğu hazinesi dünyada sayılı hazineler arasında yer almaktadır. Osmanlı hazinesi olan Hazine-i Hümayun'da altın, gümüş, değerli taşlardan yapılmış çeşitli eşyalar, el yazmaları, kaftanlar, saatler gibi binlerce eseri içermekteydi. Padişahlar tahta çıktıklarında hazineyi ziyaret ederlerdi. Atatürk'ün emriyle 1924 yılında müzeye dönüştürülen Topkapı Sarayı'ndaki eserler sınıflandırılmaya başlanır ve kayıtları tutulur.
      Osmanlı en görkemli eserlerini II. Selim ve III. Murat döneminde verir. Osmanlı kuyumculuğunun en iyi işlenmiş eserleri bu dönemlerde dikkat çeker Altından yapılmış çeşitli eşyalar değerli taşlarla süslenir, altın ajur tekniği geliştirilir ve altın üzerine demir, sedef, yeşim kakma tekniğinde süslemeler yapılır. 17.yy.'da Osmanlı kuyumculuğunda sadeleşme dönemi başlar. Bu dönemde ve 18. yy.'da eselerde mine işçiliği, kalem işi ve değerli taşlarla süslenmiş eserler verilir. Osmanlı kuyumculuğu altın ajur tekniğinde eşya ve mücevher örnekleri vermiştir.
      Osmanlı hazinesine giren servetin büyük kısmı Osmanlı yönetimi altındaki devletlerden gelen vergiler ve haraçlar, maden işletmeleri ve gümrüklerden gelen gelirlerdir. Düğünlerde, bayramlarda, tahta çıkışlarda, elçi kabullerinde ve soylu kişilerin sunduğu hediyeler ve savaş ganimetlerinden değerli parçalar da sultanın hazinesine gönderilirdi.
     17.yy.'da hazinede bulunan altın ve gümüş eserlerin darphanede eritilerek sikkeye çevrildiği bilinir. Bu sikkeler yabancı devletlere gönderilen hediyelerde, vakıf harcamalarında, sefer hazırlıklarında, düğün hazırlıklarında kullanılmıştır. Ancak ata yadigarı eserlere dokunulmamıştır. Osmanlı Sarayında kullanılan pek çok eşyada altın kullanılırdı. Padişah tahtları hükümdarın gücünü sembolize eden önemli bir eşyaydı. Tahtlar çeşitli önemli törenlerde kullanılırdı. İskeleti ahşaptan olan taht altın plakalarla kaplanır ve değerli taşlarla süslenirdi. Törenlerde kullanılan mataralar, yazı kutuları da altından yapılır ve değerli taşlarla süslenirdi. Tabaklar, ibrikler, maşrapalar, şamdanlar, miğfer ve topuzlar, hançerler altından yapılmış veya altın ve değerli taşlarla çeşitli tekniklerde süslenmiştir.
    Osmanlı kuyumculuğu çok çeşitli ve zengin bir alandır. Altın, yeşim, necef, fildişi gibi değerli malzemelerden yapılan eşyalar ve objeler dikkat çeker. Kuyumculuk alanında ve süsleme tekniklerinde gösterdiği başarı ile Osmanlı kuyumculuğu günümüze kadar gelen kıymetli maden işleme alanında başarılı örnekler vermiştir. Saray takıları zarif tasarımlarla ortaya konmuş ince işlenmiş eserlerdir. Osmanlı hazinesinde bulunan saray takılarından 16. Ve 17. yy.'a tarihlen altın ve altın ya da gümüş üzerine değerli taşlarla süslenmiş çeşitli mücevherler vardır.

continue reading

ALTININ KULLANIM ALANLARI

JAN29

Altın madeni pek çok alanda kullanılan değerli bir madendir. En iyi bildiğimiz kuyumculuk sektöründeki kullanımıdır. Altın madenine çağlar boyunca değer verilmiş ve zenginlik sembolü olarak nitelik yüklenmiştir. Devletlerin güç gösterisi olmuş, güzelliğin sembolü olmuş, asaleti simgelemiştir.
   Kuyumculuk sektörü ülkemizde ve dünyada gelişmiş bir sektördür. Bu sektörün tarihi çok eskilere uzanır. Güzelleşmek ve süslenmek çağlar boyunca insanların tutkusu olmuştur. Değerli maden ve taşlar da insanların vazgeçemedikleridir. Altının işlenerek takı ve ziynet eşyasına dönüştürülmesi her zaman popüler olmuştur. Altın işçiliği yani altının saf halinden takı haline getirilene kadar gördüğü işlemler bütünüdür. Altın gümüşi bakır, nikel gibi çeşitli madenlerle belli oranlarda karıştırılarak sert ve işlenebilir bir hale getirilir. Bundan sonra istenilen işlemler, motifler ve biçimler verilir.
      Takı yapımından başka altın para yapımında, madalyon yapımında, külçe dökümünde kullanılır. Yatırım amaçlı kullanılan tam, yarım, çeyrek altınlar, Cumhuriyet altınları veya külçe altınlar işçiliği az olan ama ayarı yüksek altınlardır. Yatırım amacıyla sunulur. İçinde mümkün olduğunca az alaşım vardır.
     Altın ayrıca çeşitli malzemeleri kaplamada kullanılan bir maddedir. Altın kolay eridiği için ve istenilen inceliğe ulaştırılabildiği için kaplama malzemesi olarak kullanılır. Altın varaklar, altın suyu çeşitli dekorasyon ürünlerinde, mimari dekorasyonda veya eşyalarda eskiden beri kullanılmaktadır. Varaklama yöntemi bir sanat dalı olup hala geçerliliğini korumaktadır.
    Altın tıp alanında ve sanayide de kullanım alanı yaratmıştır. Tıp da dişçilik sektöründe eski çağlardan beri kullanıldığı bilinir. Altın değişmeyen ve dış etkenlerden etkilenmeyen bir maden olduğundan dişçilikte diş altınla kaplanarak koruma altına alınmaktadır. Ayrıca altın elektrik iletkenliği çok yüksek bir malzemedir. Bu nedenle elektrik-elektronik alanında da kullanılmaktadır. Bu alanda bağlantılarda, transistörlerin ve yarı iletken iletken sistemlerin kaplanmasında altından üretilen malzemeler kullanılmaktadır. Altın ayrıca kızılötesi ışınları çok fazla yansıtabildiği için çeşitli alanlarda kullanımı vardır. Altı gümül, paladyum ve platin gibi alaşımlarla birlikte uzay sanayinde de çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Uzay elbiselerinin başlıklarında altın kullanımı yaygındır. Altın ısıya karşı duyarlı olduğundan dolayı mimaride ısı alışverişinin olduğu bölgelerde ince altın levhalar kullanılır. Ayrıca tekstilde altın iplik ve tellerin kullanımı vardır. Çeşitli el işlemeleri de altın tel veya iplikle yapılır. Kimya endüstrisinde paslanmaya ve dış etkilere dayanıklı malzeme kullanımında da altın kullanımı bilinir.

continue reading

varak uygulamsı geçmişi

JAN29

Eski çağlardan beri altın pek çok alanda kullanılmış ve zenginlik sembolü olmuştur. Eski çağlarda insanlar altından takı ve eşyalar üretmişlerdir. Zamanla ürettikleri takı ve eşyalarda farklı süsleme teknikleri kullanarak sanatlarını geliştirmişlerdir. Ortaçağ'da ise altını incelterek farklı malzemeler üzerine kaplamaya başlayan insanlar farklı teknikler denerler.  Bu dönem eserlerinin çoğu krallarının savaş giderlerini karşılamak için eritildiğinden günümüze pek örnek kalmamıştır. Rönesans döneminde ise kuyumculuk alanında gelişme dikkat çeker. Çeşitli takı ve altın eşyalar abartılı süslemelerle yapılmıştır. Sonraki dönemde süslemelerin sadeleştiği görülür. 
   Osmanlı döneminde ise altına ayrı bir önem verilir. Altın kullanımı mimari dekorasyonda, eşya süsleme sanatında ve kitap süsleme sanatında kullanılmıştır. Ciltcilikte, hat ve minyatür sanatında altın kullanımı dikkat çeker. Altın çeşitli teknikler kullanılarak yüzeylere uygulanmıştır. Osmanlı döneminin yani Türk Süsleme Sanatının en dikkat çeken sanatlarından biri altın varak teknikleridir. Altın varak tekniği pek çok alanda uygulanmıştır. Altın, ince şeritler halinde parşömenler olarak dövülerek inceltilir. O kadar inceltilir ki neredeyse şeffaf kağıt halinde kalır. Günümüzde bu altın varaklar kağıda yapışık olarak üretilir ve kullanım açısından daha kolaydır. Altın varaklar uygulanacak zemine özel yapıştırıcılarla ve fırçalarla uygulanır.
       Altın varak mimari unsurlara uygulanır. Yapılarda çeşitli bölümlere uygulanan altın varak genel olarak tavanda, duvarlarda görülür. Camilerde mihrap bölgesinde kullanılır. Çeşitli eşyaların da altın varak kaplandığı görülmektedir. Vazolar, şamdanlar gibi eşyalar varak kaplanarak süslenir. Mobilyalarda da kullanılan altın varak tekniği koltuk veya sandalyelerde ahşap üzerine altın varak kaplanarak yapılır. Altın varak Osmanlı için önemli bir sanat olan tezhip sanatında da kullanılır. Yazma kitaplarda altın varakla uygulanan süslemeler için altın varaklar ezilerek arap zamkıyla karıştırılır ve çeşitli işlemlerden geçirilir. Ve altın yaldız elde edilir. Kalem fırça ismi verilen ince fırçalarla kitaplara uygulanır. El yazması kitaplarda, minyatürlerde yaygın olarak altın yaldız kullanımını görmek mümkündür.
    Osmanlı döneminde ayrıca mücevher ve eşyalarda da altın kullanımı yaygındır. Kuyumculuğun gelişmiş olması farklı tekniklerle altın mücevher ve eşyaların yapılmasını sağlamıştır. Altın ve değerli taşların birlikte kullanıldığı kuyumculuk örnekleri tasarım sanatı içinde değerlendirilir.
    Altın işçiliği de tüm diğer el sanatları gibi 18.yy'daki Sanayi Devriminden etkilenir. Bu dönemde el sanatlarının yerini makineler almaya başlar. Ancak 19.yy'a geldiğimizde el sanatları makineleşmeye karşı savaş açar ve günümüzde de hala daha bu eski el sanatlarının sürdürülmesine uğraşan sanatçılar vardır. 

continue reading

21 Şubat 2012 Salı

F.Bahçe'den Demirören'e destek

JAN29

Fenerbahçe, 27 Şubat'ta yapılacak olan TFF Başkanlığı seçiminde Yıldırım Demirören'i destekleyeceğini açıkladı.
 
Fenerbahçe'den yapılan açıklama şöyle:
27 Şubat'ta yapılacak Türkiye Futbol Federasyonu Olağanüstü Genel Kurul öncesinde yaşanan gelişmeleri ve açıklanan adayları, futbol ailesinin bireylerinden biri olarak Kulübümüz de yakından takip etmektedir.
 
Yapılacak seçimin Türk Futbolunun bugünü ve geleceği açısından en hayırlı biçimde sonuçlanması, mevcut sürecin yeni gelecek yönetim tarafından adil bir şekilde yürütülebilmesi, hukuk ve spor hukukunun kurallarına uygun biçimde mevcut sorunların çözülmesi, en büyük beklentimiz ve talebimizdir.
 
Bu noktada; Kulübümüz, Sayın Yıldırım Demirören'in adaylığını desteklemektedir.
 
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, yapılacak seçimin, Türk Futbolu açısından hayırlı uğurlu olmasını temenni ederiz.

continue reading

Moussa Sow'dan 'Galatasaray' Yorumu

JAN29

Ara transferde Fenerbahçe'ye imza atması Avrupa'yı bile şaşırtan Moussa Sow, Galatasaray maçına bileniyor. İstanbul'a ve Fenerbahçe'ye Dia sayesinde çabuk alıştığını belirten Senegalli futbolcu, "Takım arkadaşlarım bana inanılmaz sıcak davranıyor. Beşiktaş'a gol atınca taraftarın ismimi haykırması beni büyüledi. İyi ki gelmişim" dedi.
 
HEYECANLIYIM
 
Gol atmak kadar attırmayı da sevdiğini belirten Sow, arkadaşlarının kendisine sürekli Galatasaray maçından bahsettiğini belirterek, "Derbiyi heyecanla bekliyorum. Galatasaray'ı o kadar anlattılar ki onları tanıyor gibiyim. Maçlarını da izledim. İyi takımlar ama Saraçoğlu'ndan puanla çıkamazlar. Galatasaray'a gol atmayı çok ama çok istiyorum" diye konuştu.

continue reading

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More